Görüştüğünüz Kişinin Gerçekten Sizden Hoşlanıp Hoşlanmadığını Anlamanıza Yardımcı Olacak İşaretler

Birisi sizden hoşlandığında, yan yanayken istemsizce size hakikat eğilir. Ortadaki ahenk arttıkça hoşlanılan şahsa eğilme sıklığı da artar. Alaka araştırmacılarının fark ettiği bir başka nokta ise, elli yılı aşkın bir müddettir yapılan araştırmalarda daima olarak birine karşı hoşlantı hissetmenin en bariz işaretlerinden birinin şahsa fizikî yakınlık kurmak olduğu sonucuna varılıyor. Yani fizikî temas dikkat etmeniz gereken en kıymetli noktalardan biridir zira birinden hoşlandığımızda, onlara yakın olmayı severiz. Tam aksine birinden hoşlanmadığımızda ve bize çok yaklaştıklarında kendimizi rahatsız hissederiz ve kendimizi onlardan uzaklaştırma eğiliminde oluruz.

Biz beşerler ehemmiyet verdiğimiz şeyleri hatırlama ve bizim için değerli olmayan şeyleri de unutma eğiliminde oluruz. Birisi daima olarak sizinle ilgili pek çok ayrıntıyı hatırlıyorsa, sizden hakikaten hoşlanıyor olabilir. Sizden hoşlanmayan biri ise küçük ayrıntıları fark etmeyecektir zira beyinleri sizinle ilgili bilgileri saklamakla uğraşmaz.

Araştırmalara nazaran, sizden sahiden hoşlanan birinin en yaygın davranışlarından biri, bir sohbeti sürdürmek için elinden gelenin en güzelini yapmasıdır. Bilhassa yeni mevzu açmaya çalışırlar ve aranızda ortak noktalar bulurlar. Sizden açıkça hoşlanan biriyle en son ne vakit konuştuğunuzu düşünün. Konuşmayı ilerletmeye çalışıyor muydu? Yoksa fazla ilgi göstermeden pasif bir formda sorularınızı mı yanıtladılar? Yanıtınız yüksek ihtimalle birinci sorudan yanadır zira bu, sizden hoşlanan birinin yapacağı tipten bir davranıştır.

‘Nedir bu? Duchenne gülüşü diye sorabilirsiniz. Hemen açıklayalım: Fransız bilim insanı Duchenne’in yüzümüzdeki kasların hareketi ve gülümseme ortasında temas kurarak, geçersiz olmayan, içten olan gülümsemenin nasıl olacağını bulmuştur ve bu gülüş de Duchenne gülüşü olarak isimlendirilir.

Birisi size hakikaten ilgi duyduğunda, ekseriyetle gülümser, direkt göz teması kurar, çoklukla yavaşça bakışlarını kaçırır lakin gülümsemeye devam eder. Ayrıyeten, hoşlandığımız beşerlerle etkileşim kurarken sık sık gülümsesek bile, sahiden birinden hoşlandığımızda, gülümseme oranımız artma eğilimindedir. Bir gülümseme gerçek olduğunda, daha fazla yüz kasının hareket ettiğini görürsünüz. Kıymetli olan ise iki yüz kasının hareketidir. Zygomaticus major kası ağzınızın köşelerini kaldırırken orbicularis oculi yanaklarınızı kaldırır ve akabinde gözlerinizin dış köşelerinde gülme çizgilerine neden olur.

Araştırmalara nazaran, korku hisleri ile birinden hoşlanma ortasında bir ilişki bulunuyor. Bu yüzden çoğumuz hoşlandığımız birinin yanındayken gerilir, kızarır ve hatta terleriz. Bilhassa gerginliğin en yaygın belirtilerinden biri yüz kızarmasıdır. Fizyolojik olarak, duygusal bir tetikleyici bezlerinizin bedeninizdeki adrenalini özgür bırakmasına neden olduğunda ortaya çıkar. Adrenalinin, kanı cildinize taşır ve kılcal damarların genişlemesine neden olur. Kan cilt yüzeyine yaklaştığı için de kızarmanıza neden olur. Yani bu aslında denetim edemeyeceğiniz bir şey. Burada dikkat etmeniz gereken nokta, birisi sizinle birlikteyken kızardığında, kekelediğinde yahut terlediğinde, bedenleri temel olarak bir şeye reaksiyon veriyordur ve bu, denetim edemedikleri bir yansıdır.

Çoğumuz, bilhassa de o bireyde biraz gizem seziyorsak, kişi hakkındaki tam olarak anlayamadığımız şeyleri merak etme eğiliminde oluruz. Zira bilme gereksinimimiz davranışlarımızı yönlendirir. Aslında araştırmalara nazaran merak, daima olarak insan davranışını etkileyen kritik bir güdü olarak kabul edilmiştir ve birinin bizim hakkımızda meraklı olduğunu açık bir işareti, yalnızca bize değil, arkadaşlarımıza da pek çok soru soracak olmalarıdır.

www.marieclaire.com.au

Rick Warren’ın bir keresinde dediği gibi, ‘Birine vaktinizi verdiğinizde, onlara hayatınızın asla geri alamayacağınız bir kısmını vermiş olursunuz. Vaktin senin hayatın. Bu yüzden birine verebileceğiniz en büyük ikram, zamanınızdır.” Birisi sizinle sahiden ilgilendiğinde, sizi görmek için vakit ayırır. Birini görmek için vakit ayırmak da birisi hoşlandığında gösterdiği en yaygın davranışlardan biridir. Senden hoşlanan biriyle çıkıyorsan, seninle sık sık buluşmaya çalışacaktır lakin bu, çıkmadığınız vakitler için de geçerlidir. Yani flört devrinizde sizi görmek için elinden geleni yapacak, sizin katıldığınız etkinliklere yahut arkadaş buluşmalarınıza katılmaya çalışması epeyce mümkündür.

Hoşlandığınız biriyle vakit geçirdiğinizde beyniniz oksitosin ismi verilen bir aşk hormonu salgılar. Bu hormonun salgılanmasıyla etrafınızdaki insanlara daha yakın hissedersiniz ve beden dilinizde de değişiklikler meydana gelir. Göz teması kurmak da bunlardan bir adedidir. Birinin gözlerinin içine bakmak, hoşlandığını belirli etmenin kusursuz bir yoludur.

İnsanlar ayaklarını ilgilerini çeken istikamete çevirme eğilimindedir. Birinin ayaklarının size yanlışsız bakması doğal ki kesinlikle size aşık olduğu manasına gelmez fakat bu, en azından sizinle olan etkileşime ve şimdiki ana ilgi duyduğu manasına gelir. Tam bilakis şayet ayakları çıkışa dönükse, muhtemelen bir an evvel ortamdan ayrılmayı düşünüyordur. Terapist ve bağlantı uzmanı Margaret Stone’un açıklamasına nazaran de biri bizden hoşlandığında göbek deliğini bize yanlışsız çevirme eğilimindedir.

Sosyal medya hayatımızın büyük bir modülü haline gelmiş durumda. Hoşlanan biri için de ilgisini aşikâr edebileceği harika bir ortam tıpkı vakitte. Yani, şayet birisi senden sahiden hoşlanıyorsa, muhtemelen toplumsal medyanızda bunu aşikâr edecektir. Fotoğraflarınıza yorum yapmaya yahut beğenmeye başlayacak ve bunu birkaç gün boyunca yapmaya devam edecektir. Hatta genelde sizden bir karşılık alacak formda yorum atar.